Hemen her imam hatip lisesi mezunu gibi Emre'de zorlayıcı çelişkiler içinde yaşamını sürdürmek zorundadır. Aldığı dinsel eğitim, üniversiteyi kazanıp mühendis olsa dahi ideolojik olarak kendisiyle hep beraberdir. Farklı ve iyi bir iş hayatının içine daldığında üniversite yıllarındaki alışkanlığını burada da sürdürecektir: Okul yıllarında ve sonrasında İmam Hatip’li olduğunu herkesten saklar. Sanki bir ayıpmış gibi davranmaktadır. Ama ne kadar uğraşsa da genç yaşta aldığı bu eğitim onun karakterinin bir parçasına dönüşmüştür. Dışardan bakıldığında hiç de dindar biri izlenimi vermeyen Emre bunun tam tersi olduğunu kendine bile itiraf edemeyecek kadar kafası karışık bir vaziyettedir. Böyle olunca da çelişki, huzursuzluk ve buhranlar hayatında çok büyük bir yer tutacaktır.